‘’Asıl tırmanış senin için şimdi başlıyor genç!’’
Sevdiğim bir dağcı abim, yeni yeni hak verdiğim bu lafı söyleyeli iki sene oluyor neredeyse. Tam zamanlı iş hayatına "Merhaba" demişim. Buna uyum sağlamaya çalıştığım zamanların akşamlarını kulübümün antrenman duvarında geçiriyorum. Dinleneceğim günlerde bile ısrarla duvara gitmeye başlamışım. Ufaktan kıymete binen değerli zamanlar yani. Duvarda rotalara dalarken aklıma gelen bu laf yok mu? Her geçen gün hakkını verircesine karşıma çıkıyor. Ülke zaten sevimsiz, başka bir hal almış, alıyor da… Beraberinde iş hayatına getirdiği düzensizlik, plansızlık var. Vay son dakika çocukları!
Dağa, tırmanışa, hadi en basiti antrenmana gidecek en keyifli zamanların -hele ki biraz motive hissediyorsan- ufaktan şehirde mesai saatlerinde harcanıyor olmasına henüz alışabilmiş değilim. Israrla da kabullenmiyorum. Daha kısa zamanlara sıkıştırmaya başlamışız faaliyetleri. Bahanemiz bazıları vur-kaç olsun... Pazartesilere yorgun başlamayı göze almışız. Ben de diyordum ki asıl tırmanış neden benim için şimdi başlıyor? Olsun... Dağlar güzel ama kıymetini bilince daha da güzel.
Aşağıda bir hafta sonuna sıkıştırdığımız Sivridağ/Antalya faaliyetinin kısa hikâyesi, daha aşağıda da tırmandığımız yeni rotanın teknik detayları mevcut.
Buyursunlar.
Birkaç ay öncesine kadar Şükrü ile duvarda antrenmanları denk getirmeye ve bir iki sahil koşusu yapmaya çalıştığımız dönemde Sivridağ için plan düşünüyoruz, kulübümüzün eğitim programı ile birlikte. Aykut (Türem) ve Şükrü (Sarı) biraz daha öncesine plan yapıp daha erken yola çıkıyorlar. Hafta sonuna kadar birkaç rotaya giriyorlar. Cumartesi günkü tırmanış planımızda ekibi üçlüyoruz böylece.
Misler gibi hava. Sabahın erken saatlerinde kahvaltı yapıp Panik kayası sektörüne doğru yol alıyoruz. Sivridağ’ı ilk ziyaretim. Sağlam kayası, bol emniyeti, güzel tutamakları. Bakalım.
Sektördeyiz. Müthiş masif. Pozitif yüzeyde çokça cezbedici çatlak hatları. Pozitif eğimli yüzeyi gören Şükrü : ''Bu ne ulan? Yürüyerek çıkılır burası.'' diyor. "İşte bunu söylemeyecektin." dercesine Aykut sessizliğini koruyor. Şükrü yüzeye (girmeyi düşündüğümüz görece sert bir rota) bir daha bakıyor ve: ''En iyisi ben bir tuvalete gideyim.'' diyor. Tırsmış belli... Daha kolay bir hattı gösteriyorum sonrasında ve öneriyorum.
Şükrü: '' Buna da girerim artık, o kadar da ölmedik.'' diyor ve kendini hemen cevaplıyor: "(Giremedi.)"
Neredeyse tüm çatlak hatları ot tutmuş. Varsa sikke, görünmüyor. Emniyet imkânı ve tırmanış kısıtlı. Belli ki epeydir tırmanış görmüyor rotalar. Zorlamayla Şükrü bir yerlere giriyor. Otları temizlerken buluyor sikkelerin birini. Bir diğeri de elinde kalıyor. 1 20-25 m. kadar tırmanıp geldiği ağaçta istasyon aldıktan sonra üstten emniyetli bir şekilde bir de ben giriyorum. Çatlaklar temizken burada ne keyifli tırmanış olur diye düşünmeden alamıyorum kendimi.
Rotaların bu durumu tadımızı kaçırmasın deyip uzatmadan kampa dönüyoruz ve biraz dinlendikten sonra uzaklardan kabaca bir hat kestiriyor Aykut gözüne. Dibine gelip diğer rotalarla yakınlığını ve durumunu yokladıktan sonra başlıyoruz. Genel olarak Taşkıran rotasıyla aynı giriş kısımdan başlayıp, dik devam eden dihedral yapısı 2(Taşkıran rotası sağdaki sırttan devam ediyor), geniş su oluklarında, yer yer yüzeyde tırmanış veren bir hat. 4 ip boylu. Tırmandığımız bu hat üzerinde risk barındıran çürük kısımlar kısmen temizlendi. Fakat yine de 4. ip boyundaki son kısımda bazı bloklara dikkat edilmeli.
Rota Bilgileri
Rotanın ismi: Yürüyerek
Bölgesi: Sivridağ Doğu Yüzü / Türk Sektörü
Rota uzunluğu (mt.): 170 metre
Toplam ip boyu: 4 ip
Stil (Geleneksel, Alpin Spor, Kar-Buz): Geleneksel
İlk Çıkış mı: İlk çıkış, yeni rota.
Çıkış Tarihi: 25 Kasım 2017
Ekip: Yavuz Gültekin, Şükrü Sarı, Aykut Türem
Tırmanış süresi: 4 saat çıkış, 1 saat iniş.
Kullanılan teknik malzemeler: 2 x 55 metre yarım ip. 1 tam set Yaylı Sıkıştıraç (SLDC, Friend), 1 set takoz, ekspres setler, karabinalar, sikkeler, perlonlar vb.
Hava Durumu: Bulutlu
Tırmanış mevsimi: Sonbahar
Kamp alanı: Sivridağ kamp alanı
İp Boyları:
1.İp Boyu (Aykut). 50 m. III / IV-
Dağınık ve setli bloklardan başlayan bu kısım, rahat etaplarla yükselip geniş su oluklarının hemen altına doğru devam ediyor. Aykut, yeni rota hattını belirleyecek bu su oluklarının üst kısımları ip sürtmesi ve ufak bir çürüklük sebebiyle, hemen girişinde istasyonla bitiriyor.
2.İp Boyu (Yavuz), 45 m. V+
Su oluklarında başlayıp hemen üstündeki çatlak hat hedef alınıyor. Burada ufak çürük bir blok mevcut. Güzel ayak tutamaklarla bu kısım çok problem teşkil etmiyor. Oluklardaki tutamaklarla devam edip sorunsuz geçilebilir. İp boyuna zorluğu veren yüzeydeki tırmanışta güzel bir çatlak hattı mevcut. Emniyeti ve tırmanışı güzel. Son kısımlarında ağaç hedef alınıp ilerlenirken sağ kısımdaki çürük bloklara dikkat edilmeli. İstasyon ağaç.
3.İp Boyu (Aykut), 45 m. VI-
Ağacın solundan devam eden bu hattın girişinde emniyet biraz zayıf. Burada pozitif yüzeyde ilerleyip sağdaki dihedral kısma yaklaşılıyor. Burada bir sikke bırakıldı. Solundaki masif yüzeyden yine emniyetin biraz zayıf sayılabileceği bir etap daha yer alıyor. Ardından direkt yukarıdaki ağaca hedefle bu ip boyu da son buluyor. Sabit bıraktığımız sikke öncesi ve sonrasında hafif boşluğu olan ve yüzeyde keyifli bir tırmanış veren ip boyu.
4.İp boyu (Şükrü), 30m. VI
Buradaki istasyondan direkt olarak yukarı devam eden hat Güzel Günler rotasının son ip boyudur. Bizim tırmandığımız ip boyu ise sağdaki negatif çatlak hattıyla başlamaktadır.
Kısa kilitten ibaret bir ip boyu. İstasyonun hemen altından sete geçilirse kilidin altına yan geçiş kolay olur. Aksi halde biraz daha zor olabilir. Kilit kısımda el ve ayak tutamakları çok iyi, aynı şekilde emniyet imkânı da. Yine de rotaya zorluğu veren hamleler mevcut. Kilit etap sonrasındaki ağaçtan dar bir geçiş mevcut. Sonrası rahat fakat çürük bloklar içermekte. Dikkat edilmeli.
İniş: İnişi hatın biraz solundaki yüzeyden, baba, ağaç ve kum saatiyle yardımcı ile 3 ip inişinde tamamladık.
Peşine yağmur başladı. Ama keyifler yerinde. Kamptaki arkadaşlarla kahvelerken bir ara birimizin rotadayken sağlam güldüğü söylendi.
3.İp boyunu ben ve Şükrü artçı geliyor ve kilitteki yüzeyi geçiyorken;
Şükrü: '' Bu ne oğlum? Nasıl çıktın burayı?''
Yavuz: '' Tırmanarak hacı. Yok yok değil, yürüyerek çıktım.''
Ve istasyonda Aykut sessizliğini sağlam bir kahkahayla bozar…
Sivridağ’a bu ilk ziyaret ne de keyifli oldu. Teşekkürler Aykut ve Şükrü. Desteklerinden ötürü Mehmet Yaman'a da ayrıca teşekkürler.
Tırmanışla kalın.
Yavuz Gültekin
İletişim: yavuzgltekin[at]gmail[nokta]com
Sanıyoruz çok tırmanış olmaması sebebi ile çatlaklar da çok otlanmış. Girmeden önce yukarıdan inip hattı temizlemek işinizi kolaylaştıracaktır.