MontBlanc_Banner.jpg

İlk defa bir kitabı elime henüz ulaşmadan ve incelemeden hakkında yazı yazıyorum. Artık yurt dışında yaşamam sebebi ile kitaba erişmem biraz zaman alacak, lakin bölgeyi, yazarı ve bu rehber kitaba konu olan tırmanış stilini yakından tanımamdan sebep bu yazıyı kaleme almakta sakınca görmedim.

Ülkemizde sanıyorum ikinci kez geleneksel tırmanışa spesifik bir rehber kitap basıldı. Ayrıca bu rehber kitap, ülkemiz tırmanışı açısından çok değerli, lakin bu değer yanında çok az talep gören bir geleneksel tırmanış bölgesine, Kayseri sınırları içinde Erciyes Dağının eteklerinde bulunan Hisarcık Vadisine ait.

Yazarı ise Nurettin Özcan.

Nurettin Özcan’ı sanıyorum 15 seneden uzun bir süredir şahsen tanıyorum. Tam olarak ne zaman ve nerede tanıştık hatırlamıyorum lakin bizi buluşturan ortak paydanın ne olduğu aklımda; geleneksel tırmanış!

Bir çoğumuz gibi hemen lise sonrası üniversite yıllarında tırmanışı başlayan Nurettin, tırmanışın birçok stili ile yakından ilgilense de aslen azılı bir geleneksel tırmanıcı.

1995 senesinde kısa bir süre TDF eğitimlerine katılmış olsa da sonrasında yoluna tam manası ile bireysel bir tırmanıcı olarak devam etmiş bir isim. Tüm bunların yanında, ülke tırmanışında az bulunan bir özellik olarak gerçek bir de lokal tırmanıcı Nurettin. Hisarcık Vadisinin bir geleneksel/çatlak tırmanış bahçesi olarak gelişim sürecinde bizzat Kayseri’de ikamet etmekteydi kendisi.

Nurettin’in kişisel tırmanış hikayesini biraz anlamak isterseniz iki tane kaynağa göz atmalısınız;

Birincisi Nurettin’in 2008 senesinden beri aralıksız yazdığı ve sadece tırmanışlarını değil, tırmanış dışında başka hobilerini, fikirlerini ve güncelini de paylaştığı blog sayfası:

 http://nurettinozcan.blogspot.com/

Diğeri ise, daha evvel tirmanis.org da yayınladığımız ve Aladağlar tırmanış tarihçesine bir düzeltme mahiyetindeki şu linki paylaştığım Nurettin Özcan yazısı “23 Yaşındaki Yeni Haber: Direktaş Diagonal Rotası İlk Türk Tırmanışı”

https://tirmanis.org/alpinizm/uzun-duvar/438-23-yasindaki-yeni-haber-direktas-diagonal-rotasi-i-lk-turk-tirmanisi

Özellikle bu ikinci yazı, Nurettin’in kişisel tırmanış yolcuğunu, bu işe bakışını, ülke tırmanışının o günlerdeki haleti ruhiyesi ile birlikte oldukça güzel bir çerçeveden anlatıyor.

Neyse konumuza, rehber kitaba ve Hisarcık Vadisine döner isek, ben de Hisarcık’ın ismini, Nurettin’in büyük bir heyecan ile Amerikalı partneri Chad Davis ile beraber vadide tırmandıkları yeni rotalar ile ilgili Ytudak E-posta listesine (i) tam olarak tarihini hatırlamadığım bir zamanda attığı e-posta ile duymuştum. Hafızam beni yanıltmıyorsa 2005 senesiydi.

Pürüzsüz çatlakları ile salt çatlak tırmanış becerisi gerektiren bu bölge, kaya üzerindeki pütürler ile her daim kaçamak oynayabileceğiniz eski granit tırmanış bölgelerimizden çok farklıydı. Ülke tırmanışı adına bir yenilikti aslında Hisarcık ve bu yeni rotalar.

Bunu takip eden 2006 senesinin yazında ise bölgede “Paralel Dünyalar” isminde bir tırmanış festivali organize edildi ancak maalesef ilerleyen senelerde bunun devamı gelemedi. Ancak bu güzel buluşma ile ilgili detayları şu linkte bulabilirsiniz.

https://hisarcik.tripod.com/id69.html

Benim ise Hisarcık ile tanışabilmem çok daha geç bir zamanda gerçekleşti. Bu da benim ayıbım olarak kayda girebilir bu yazı ile.

2011 yılının Ekim ayında, daha evvel beni defalarca bıkmadan usanmadan vadiye davet eden Nurettin’in davetine sonunda icabet edebildim.

Vadiye varıp tırmanmaya başladığımızda cidden büyülendim. Bir iki ısınma sonrasında, mükemmel kalitede 5.10 lar tırmanmayı başardım ve güzide bir 5.11 lik rotada bolca hava aldığım güzel bir düşüş de gerçekleştirerek boyumun ölçüsünü aldım.

Cidden ülkemizde, tırmanış filmlerinde izlediğimiz kalitede çatlakları olan bir tırmanış bölgesi varmış dedim günün sonunda Hisarcık Vadisi’nden ayrılırken. Bu kahverengi/turuncu renkli Hisarcık Bazaltı o zamana kadar ülkede tırmandığım hiçbir çatlağa benzemiyordu. Kaya inanılmaz pürüzsüzdü ancak sürtünmesi de bir o kadar güzeldi.

O zamanlar vadinin en temel eksiği sabit istasyonlardı, tırmanış günü sonrasında bu konuyu Nurettin ile uzun uzun konuştuğumuzu, onun da artık birçok geleneksel tırmanış bahçesinde dünya standardı haline gelen, boltlu istasyonlara sıcak baktığını biliyorum. Sanıyorum istasyon boltlarını da geçtiğimiz senelerde eklemeye başladılar.

Tüm bu hikayelerin arasında bir yerde ise çok dev bir talihsizlik oldu. 2014 senesinin Şubat ayında Nurettin, eşi ile beraber havanın güzel olduğu bir kış gününde vadide tırmanırken bir kaza geçirdi. Tırmandıkları rotanın istasyonundan yaklaşık 12 metrelik bir serbest düşüş sonrasında yere çarparak durabildi. Hastaneye nakil esnasında ve sonrasında hastanede toplamda 4 defa kalbi duran Nurettin, mucizevi bir şekilde ve inanılmaz kısa bir zamanda tekrar aramıza döndü. Tüm bu sıra dışı hikayeyi de okumak isterseniz tüm detayları ile yine Nurettin’in blogunda mevcut

http://nurettinozcan.blogspot.com/2014/06/hisarck-tarihine-bir-cizgi-daha.html

Velhasıl, geçtiğimiz günlerde Nurettin tüm bu rotaları bir rehber kitapta toplayarak basılı olarak bizlere ulaştırdı. Bildiğim kadarıyla da bunu tamamen kendi kişisel olanakları ile yaptı ki bu günümüz Türkiye’sinde cidden takdire şayan bir durum.

Ve artık bu basılı rehber kitap ile Hisarcık Vadisi de tırmanış tarihimizin bir parçası olarak aramızda, elimizin altında.

Dediğim gibi rehber ile ilgili çok bir detay paylaşabilmem şu an mümkün değil ama bence anlattığım kısmı daha önemli. Rotalar, çizimler, dereceler, teknik detaylar, uyarılar rehberde. Zaten tırmanmak için bölgeye gidecek, rehberi eline almış birisi için bunlar rutinin bir parçası.

Ben bundan ziyade, vadinin ve rehberin hikayesini bir miktar aktarmaya çabaladım elim geldiğince, dilim döndüğünce.

Rehber içerisinde bölgenin gelişiminde çok emeği olan Chad Davis’in Nurettin ile tanışma hikayelerinden başlayarak bölgenin nasıl bu günlere geldiği anlattığı çok detaylı ve güzel bir yazısı da var. Nurettin bunun hepsine yer vermiş rehberde sağ olsun.

Son olarak Nurettin ile ilgili onu uzun yıllardır tanıyan bir camia üyesi kontenjanından bir iki kelam etmek ve kapatmak isterim bu yazımı.

Zordur Nurettin.

Yaptığı işleri tutku ile yapar ve bu işlerden birisi olan tırmanışta, ama geleneksel tırmanışta, ama alpinizmde, pürizme yakın birtakım yaklaşımları vardır. Ama bunları sadece sözde devam ettirmez, fiziksel olarak eyleme de döker. Yazılarından da okuyabileceğiniz gibi sözünü asla sakınmaz ve doğrularını her zaman savunur ki Nurettin'in doğruları herkes için de doğru olmak zorunda da değil, ancak bu durum ülkemiz tırmanış camiasının genel “kokmaz bulaşmaz” yapısı içinde Nurettin'i bazıları için gerçek bir “çıkıntı" yapar.

Benim içinse bu camiadaki değerli adamlardan birisidir Nurettin. Bağlı olduğu, üzerine titrediği ve yaymaya çalıştığı geleneksel tırmanışta serbest ve temiz tırmanış etiği ülkemizde kaybedilmeye yüz tutan değerlerden maalesef.

Nurettin’in kitabın arkasına eklediği şu sözleri bence bunları benden daha güzel anlatıyor. Sizleri Nurettin’in kendi sözleri ile baş başa bırakarak yazıyı kapatıyorum.

“Her zaman aşağıdan yukarıya tırman, yardım kullanma. Sıkı asıl ve yenil, tekrar dene, daha iyi yenil!

Bolt yok, sikke yok ama güçlü bir ruh var. Temiz tırmanışa sarıl. Bunlar bir rotayı tırmanmaktan çok daha önemli.

En iyi zamanların geçecek ama bu yüksek değerler ömrün boyunca seninle kalacak. Buna sıkı sarıl ve gurur duy!”

Tırmanışlar kalın!

 

Kitaba Nereden Ulaşabilirsiniz?

Kitaba Ahmet Kaplan vasıtasıyla ulaşabilirsiniz.

  • Instagram: @ahmetkaplann
  • WhatsApp: +905071770545

 (i) Ytüdak E-Posta Listesi 1998-2018 seneleri arasında yayında kalmış, ülke tırmanışının ana iletişim ve paylaşım ortamı.

İletişim:

Aykut Türem

aturem [et]gmail[nokta]com