'Buz tırmanışı farklı bir dünyaya yaklaşmanın yoludur. Bu bizim bildiğimiz dünyadan daha yalın ve daha dinamik bir dünyadır. Orada ölüm yanı başınızdadır. Toplumsal kaygılar mantıklı bir önermenin içindeki tutarsızlık gibi dağılır gider. Bireyin doğasının gerçeği ortaya çıkarken içgüdüler eski ve unutulan yüzlerini gösterirler.' (1)
Yüksek adrenalin barındıran bu tırmanma sporunun babası diyebileceğimiz Amerikalı tırmanıcı ve bugünkü modern buz tırmanışının temellerini atarak gerek malzeme teknolojileri gerekse tırmanış tekniği ile mümkün hale getiren Jeff Lowe’dan söz etmeden başlamak olmazdı. Modern kramponun mucidi İngiliz dağcı Oscar Eckenstein’dan sonra, buz tırmanışının günümüzdeki halini almasında hem tırmanış teknikleri hem de ekipman konusunda şüphesiz çok önemli yeniliklere imza atan ve 2018 yılında 68 yaşında hayata gözlerini yuman Jeff, donmuş şelale ve alpin buz tırmanışının üstadı olarak kabul edilen, tutkulu bir tırmanıcı ve dağcı olmasıyla da tüm dünyada idol olmuş bir ustadır. Bizde bugün onun temellerini attığı tekniklerin yanı sıra ilk tasarımının Oscar tarafından 1909 yılında yapıldığı kramponun, tasarım olarak daha gelişmiş ancak yapı ve çalışma mekanizması olarak aynı olan modeller ile buzun dikey dünyasında biraz olsun yükselmeye çalışıyoruz.
Dağcılık sporunun alt dalları arasında yer alan buz tırmanışı, alpin buz ve su (şelale) buzu şeklinde iki çeşit zeminde, çeşitli açısal eğimlerde (ki bu eğimler pozitif açılardan dikey ve negatif yüzeyler olmak üzere çok çeşitlidir) buz üzerinde tutunmayı sağlayankrampon ve buz aletleri ile biz dizi hareketler sekansını içeren, buz vidası ve ipler yardımıyla da düşme anında tırmanıcının emniyetini aldığı ekipmanlar yardımıyla yapılan bir tırmanış şeklidir. Kısa donmuş şelaleler üzerinde yapılmakla birlikte, uzun, çok ip boylu rotalar ve yüksek dağlarda alpin buz üzerinde de uygulanmaktadır. Buz tırmanışına tarihsel olarak baktığımızda bazı dönüm noktalarının önemi hemen göze çarpar. Bunların en önemlileri diyebileceğimiz 20.yy’ın başında kramponların tasarımdaki yenilikler ve buz aletlerinin gelişimiyle başlayan süreçle 20.yy’ın ortalarından sonlarına doğru tırmanış teknikleri ve emniyet ekipmanlarındaki yenilikler bu yüksek adrenalin ve heyecan barındıran sporun bugünkü noktaya ulaşmasını sağlamıştır.
İnsanların dağlara gitmeye başladığı ilk yıllar tabii ki sportif amaç gütmemekle birlikte genellikle askeri keşif gezileri ve başka amaçlar içindi. O günkü tırmanış teknikleri ve ekipmanlar, dağın zirvesine en kısa ve kolay yoldan ulaşmak için kullanılıyordu. 1800’lü yıllarda dağcılar ve kâşifler ilk olarak ‘Alpenstock’ adı verilen ve bir ucuna çelik çivi montelenmiş uzun sopalar kullanırlardı. O dönemlerde dağ rehberleri küçük bir balta yardımıyla buz ve sert kar zemin üzerinde basamak kazarak grubun diğer kısmı için yol açardı. Bu tırmanış teknikleri ile bazı dikey eğimlerde tırmanış yapılıyordu tatbikî, fakat yüksek risk içeriyor ve tırmanışı daha tehlikeli kılıyordu. Daha sonra bazı dağcılar çelik çivi sabitlenmiş uzun sopalarına kazma ve balta diyebileceğimiz yapılar adapte ederek bugünkü dağcı kazmasının temellerini attılar. Bu gelişmeler ile birlikte 19.yy başlarında sopaların boyları küçülmeye başladı. İlk buz aletlerinin Alpenstock adı verilen ekipmanların boyları bir, bir buçuk metreye ulaşıyordu. 1860’larda balta şeklinde üretilen kısım 90 o döndürülerek, buz zeminde daha kolay iz ve basamak açmaya elverişli bir şekilde tasarlandı ve bu dağcıların işini önemli ölçüde kolaylaştırmıştı. Hem zamandan hem de fiziksel güç kaybından tasarruf ile sonuçlandı. Artık daha kolay ilerliyorlar ve bunun sonucunda dik zeminde çığ ve taş düşmesi gibi olası diğer tehlikelere de daha az maruz kalıyorlardı. 1890’larda gelişmiş çivileme ile üretilen çivili tabanlıklı botlar kullanımı yaygındı. Dağcılar ve kâşifler, dağlarda dik buz zemin üzerinde yükselirken oluşacak tehlikelere alışmışlardı, ip emniyeti olmadan, botlar ve kazma yardımıyla zemini kesme yöntemi ile iz açarak yavaş ilerliyorlardı. Buz zeminde ilerlemenin zorlu ve tehlikeli bir iş olduğuna kanaat getiren dağcılar, bu işin daha güvenli bir hale getirilmesi konusunda düşünmeye başladılar. Farklı tasarımlar deneniyor, yenileri üzerinde çalışmalar devam ediyordu.
1859 yılında doğan asıl mesleği demiryolu mühendisliği olan ve boş zamanlarını Alplerde tırmanış ile geçiren İngiliz dağcı ve kramponun mucidi Oscar Johannes Ludwig Eckenstein buz tırmanışını bilimsel olarak uygulayan ilk kişiydi. 20.yy’ın ilk yıllarında Alplerdeki Courmayeur kasabasında demircilik yapan Henry Grivel ile bu konu üzerinde çalışmaya başladılar. Düşünceleri buz ve sert kar zeminde özellikle daha dik eğimlerde tutunmayı sağlayacak bir tasarım geliştirerek üretmek ve bunu teknik bir buz tırmanış ekipmanı haline getirmekti. Eckenstein’in tasarımı ve Grivel’in üretimi olan yeni tip krampon buz üzerinde yeni bir dönemin başlangıcı olacaktı.
1909 yılında Eckenstein ve Grivel’in tasarladığı krampon o günlerde şüphesiz bir tasarım harikasıydı ve daha önce kullanılan ekipmanın birçok problemini çözecek nitelikler içeriyordu. Hafif ve kaliteli çelikten üretilecek ve sağlam olacak şekilde tasarlanmıştı. Sonuç itibariyle her bir botun altında on adet uzun ve keskin uç bulunacaktı. Bu tasarım dağcılara engel olmaktan öte, onların buz üzerinde daha hızlı ve güvenli şekilde ilerlemelerini sağlayacak olan ilk modern krampondu. Şüphesiz o yıllarda bu devrim niteliğindeydi ve tasarımın artılarının hızla anlaşılması ile yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Eckenstein’ın sürekli devam eden ekipman ve tırmanış teknikleri üzerine yaptığı çalışmalar, daha kullanışlı ve ergonomik bir buz aletine olan ihtiyacı öne çıkarmıştı. Yeni tasarım buz kramponları ile senkronize çalışacak daha ergonomik bir buz aletinin tasarımı ve üretimi dağcılar için hem fiziksel hem de teknik açıdan çok önemli sonuçlar doğuracaktı. Eckenstein, tek elle kullanılabilecek 80 cm şaftlı yeni bir model tasarladı. Günümüz buz aletlerini düşündüğümüzde 80 cm’lik bir şaft ve tek elle kullanımı düşündürücü olsa da 1900’lerin başında bu gelişme de bir devrim niteliği taşımaktaydı. Eckenstein’ın tasarımı olan buz aleti 70 yıl sonra bile halen kullanılmaya devam etti ve günümüzde kullanılan klasik model adını verdiğimiz ve dağcılık faaliyetlerinde halen kullanılmakta olan kazmalar teknolojik açıdan gelişmiş olsalar da tasarım olarak hala aynıdır. Eckenstein’ın çalışmaları ve tasarımları ile başlayan süreç birçok yeni fikir sonucunda hızla gelişerek 1930’larda kramponlara eklenen ön dişler sayesinde, dağlarda, yüksek eğimli buz arazilerde ve en dik zeminlerde tırmanışı olanaklı kılmanın yanı sıra daha güvenli hale getirdi. Buz aleti ve kramponlardaki gelişimler sonrasında daha emniyetli tırmanışın gerekliliği mühendisleri ve dağcıları kullanılan ekipmanlar üzerinde düşünmeye ve yeni tasarımlar ile mevcut ekipmanları geliştirmeye yöneltirken, ilk kez denenen tırmanış malzemeleri üzerinde de çalışmalar devam ediyor gün geçtikçe yeni tasarımlar üretiliyor ve deneniyordu. Özellikle Alplerde hızla gelişen ekipmanlar ile birlikte bunların en verimli şekilde kullanımı konusunda da çalışmalar sürmekteydi. Dağlarda farklı eğimlerde buz ve sert kar zeminde ilerleyen dağcılar kullandıkları ekipmanlar ile çeşitli teknikler deniyor ve bunları geliştirme yolunda hızla ilerliyorlardı. Eğimin artması ile dağcı tarafından kullanılan kazmanın tutuş şekillerindeki değişiklikler yükselişe uyum sağlamakla birlikte daha güvenli ve konforlu tırmanış sağladı. O yıllarda dağlarda tecrübe edilerek geliştirilen bu teknikler isimlendirildi ve dağcılık teknikleri konulu yayınlarda yerini aldı. Buz tırmanışı ile yakından ilgili olan 65 o üzeri zeminlerde tırmanışa olanak sağlayan ‘Piolet Traction’ adı verilen kazma tutuş ve kullanma tekniği diyebileceğimiz yöntemler uygulandı ve bu teknik için özel çekiç vari kısa şaftlı ve buza saplanabilecek bir eğimli uca sahip ekipmanlar geliştiririldi. Buz aletleri üzerinde tarihsel süreçte birçok gelişme yaşanmakla birlikte 20.yy’ın ortalarında Yvon Chouinard dik buz zeminde aletin tutunmasını daha da kolaylaştıracak bir tasarıma imza attı. Chouinard, 55 cm’lik kavisli bir şaft tasarladı ve CharletCo. ile çalışarak bu yeni kazmayı üretti ve denedi. Kazmadaki kavisli yapı ve ağırlık merkezindeki düzenlemelerin, dağcının yaptığı saplama hareketine daha iyi cevap verdiği gözlemlendi. Buz aletine vuruş ekseni ile uyumlu bir kavis verilmişti. Bu durum klasik bir buz aletine uygulanan güçten çok daha azı ile yeterli saplanma sağlamıştı. Buzda işler her geçen gün biraz daha kolaylaşıyordu. (2)
En eski buz vidalarının icadından önce, tırmanıcılar buz çivisi adı verilen ve buza çakılarak tutturulan malzemeleri kullandılar. Willi Welzenbach ve Fritz Rigele adlı dağcılar 1924 yılında Avusturya’da, Wiesbachhorn dağının kuzeybatı yüzü tırmanışında, Rigele tarafından tasarlanan buz çivisini kullandılar. Bu ilk buz çivisi, daha yumuşak buz ve sert karda daha iyi oturan fakat sert ve kırılgan buzu parçalama eğilimi sergileyen kaya sikkelerinin tırtıklı, dişli ve dikenli şekliydi.
Daha sonra 1958 yılında Avusturyalı Mainer Wastl, ‘Marwa’ adını verdiği buz vidasını tasarladı ve artık çekiç kullanarak buza sabitlenen çiviler yerine vidalama dönemi başlıyordu. Alman Hermann Huber buz vidaları üzerinde çalışmaları sonucunda, vidalama esnasında parçalanan buzun dışarı atılarak buzdaki bölgesel parçalanmanın önüne geçen içi boş bir vida tasarladı ve bu yenilikler kesinlikle buz tırmanışında daha güvenli emniyet almanın önünü açtı. 1964 yılında Huber’in çalıştığı şirket Sattler Lederwaren Co. (Salewa) bu yeni tasarımı 16, 21 ve 35 cm’lik boyutlarda üretti. 1969 yılında ise bu buz vidalarının ithalatını gerçekleştiren Patagonia Co. şirketinin kurucusu Yvon Choinard daha ince et kalınlığına ve daha büyük çapta tasarladığı vidaların buzda kullanımının daha kolay olduğunu keşfetti ve günümüzde kullanılan buz vidalarının gelişimi bu tarihi süreçler ile gerçekleşmiş oldu. (3)
Özellikle tırmanış ekipmanları üzerinde gelişen teknolojiler ve tasarım imkânları ile meydana gelen bu tarihsel süreç sonrasında tırmanış daha güvenli hale gelmişti. Dikey hatta negatif eğim dediğimiz yüzeylerde buz üzerinde yükselmenin mümkün olmasıyla ve emniyet imkanlarının artması sonucunda tırmanış ekipmanlarındaki temel değişikliklere ilaveler şeklinde devam eden gelişmeler artık tırmanış teknikleri üzerinde devam edecekti. Su buzu ve alpin buz olarak ikiye ayırdığımız buz yapısının daha iyi anlaşılması ile tırmanıcıların buz zemindeki hareket tarzları üzerinde bilimsel düşünmeleri sonucunda birçok teknik geliştirildi. Meteorolojik veriler ışığında buzda meydana gelebilecek değişimler incelendi ve bu veriler tırmanış ile birleştirildi. Bunun üzerine çeşitli ip teknikleri ve tırmanış hareketleri sekansı ile bu tırmanış stili daha ileri derecelere taşınarak çok daha zorlu işlerin başarılması sağlandı. Bilimsel ve teknik anlamda Oscar ile başlayan süreç içerisinde özellikle Alplerde olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde tutkulu tırmanıcılar tarafından bir çok teknik, ekipman denendi ve gelişim sürecinde rol oynayan çeşitli işler yapıldı. Tüm bu yeni teknikleri deneyen ve geliştiren Jeff Lowe, bu işi tam anlamıyla bilimsel olarak ele alan hem ekipman hem emniyet hem de teknik açıdan bilimsel olarak aldı ve bu iş üzerinde yeni bir dönem başlattı. 1996 yılında kaleme aldığı ve şüphesiz buz tırmanışı açısından çok önemli bir kaynak olan ‘Ice World’ ortaya çıktı. Bu yayın kısa sürede buz tırmanışının nirengisi konumunu aldı.
Tüm bu gelişmeler sonucunda bakın ne oldu. 1970 li yıllarda donmuş şelale tırmanışında dünya klasikleri diyebileceğimiz tırmanışlar gerçekleştirildi. Keystone Green Steps-Valdez-Alaska Bridalveil Şelalesi, Mount Kitchener’de Büyük Kulvar gibi çok ip boylu donmuş şelalelerin tırmanışı yanı sıra, Jeff’in farklı bir dünyaya yaklaşmanın yolunu aradığı ‘Metanoia’ ortaya çıktı. Tabi bu süreç buz zeminde yükselmenin yanında krampon ve buz aletlerinin karışık zeminde de çalıştırılması ile Miks adını verdiğimiz tırmanış biçimlerine evrildi. Derecelendirme sisteminde her geçen gün yapılan daha zorlu işler ile ilerlemeler hızla gelirken, WI 11 gibi dereceler konuşulur oldu. Tabi bu derece Helmcken Şelaleleri’inde (Kanada) meydana gelen sarkıt ve dikitli karmaşık buz yapıların oluşturduğu özel bir durum ve WI7+ ile WI11 arası boş olsa da, 20.yy başlarında sert kar ve buz zeminde daha güvenli ilerleyebilmenin yollarının arandığı günler düşündüğünde gelişmeyi gözler önüne sermekte olduğu aşikardır. Bugün buz tırmanışı tüm dünyada her yıl düzenlenen uluslararası ve bölgesel organizasyonlar ile binlerce tırmanıcının ilgilendiği bir dünya. 2019 yılında American Alpine Club tarafından Amerika’da yapılan araştırma sonucunda sadece buz tırmanış malzemelerinin satış hacmi 15 milyon doların üzerinde olmakla birlikte her geçen gün artmakta. (4) (5)
İşte İtalya’nın Courmayeur kasabasında 1900’lerin başlarında ilk krampon tasarımı ve üretimi ile başlayan sürecin geldiği nokta.
Ekim 2020
Özer Özmen
ozmen101[et]gmail[nokta]com
Kaynaklar:
[1] O’Connell Nicholas, Riskin Ötesi Dağcılarla Söyleşiler, Çev.: Nedim Sipahi, Homer Kitapevi, 2003
[2] The first true innovator of climbing equipment,
https://www.alexroddie.com/2012/12/oscar-eckenstein-first-true-innovator.html
[3] Samet Matt , The Climbing Dictionary, Mountaineers Book, 2011, p.124-125 https://books.google.com.tr/books?id=jpcXCRMyDGwC&pg=PA124&dq=%C4%B1ce+climbing+dictionary+matt&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwijs8Kc6tbrAhV3ZhUIHTPvBdQQ6AEwAHoECAMQAg#v=onepage&q=%C4%B1ce%20climbing%20dictionary%20matt&f=false
[4] State of Climbing Report,AAC,2019
[5] Lowe Jeff, Ice World,The Mountaineers,1996