Yaklaşık 1,5 yıl kadar önce Aladağlar’da yaptıkları faaliyette ben de Yavuz(Gültekin) ve Sefa(Börtücen) ile beraberdim. Daha yeni yeni dağlara gitmeye başlamıştım. Kulüpte yoğun faaliyet trafiğinin olduğu bir dönemdi. Yıldızlılar olarak Dipsiz’ de oldukça kalabalıktık. Herkes planladığı rotaları ve duvarları tırmanıyordu. Kulübümle dağdaydım. Uzun duvar cenneti Dipsiz’ deydim. Bunu 10 gün arayla ikinci kez yapıyordum. İlk defa eğitim faaliyetinden bağımsız olarak dağdaydım. İlk dipsiz ziyaretimde eğitim faaliyetinden sonra bir süre daha dağda kalmış, Şükrü(Sarı), Hasret(Yalın) ve Enes(Yaraş)’le dağda ilk tırmandığım rota olan KDK Doğu Bacasını tırmanmıştık. Bu faaliyette de Sefa ve Onur(Kiraz) ile Tekepınarı’ nda çok ip boylu geleneksel rota tırmanma şansı bulmuştum. Tırmanışla dolu bir beş gündü. Dağcılığı, dağda teknik tırmanışı yoğun olarak hissetmeye, hayalini kurmaya o zamanlarda başlamıştım.
O faaliyette Sefa’nın “Bu sayılmaz, bir gün de Uludağ’da tırmanalım.” demesine rağmen kışın eğitim faaliyeti dışında bir şekilde denk gelemedik. Geçtiğimiz sonbaharda ise Sefa’nın yoğun iş hayatından fırsat bulması, benim profesyonel öğrencilik hayatının ekmeğini yediğim boş günlerim sayesinde bol bol tırmandığımız, yarısından itibaren Rauf(Osman Pınarbaşı)’un da bize katıldığı 8 günlük sağlam bir Sivridağ mesaimiz olmuştu. Her yerden çıkan akrepleri de unutmamak lazım tabi!
Sivridağ’ ın ardından kış için tekrar sözleştik ve 2 Şubat’ta Sefa’nın “Hafta sonu planın var mı?” demesiyle kendimizi Uludağ’da bulduk. Her ne kadar teleferik ve telesiyeji kullanamayınca Maden’e varışımız öğleni geçse de kamplı olmamız bize esneklik veriyordu. Rüzgardan sebep biraz dağılarak da olsa çadırımızı kurup hazırlandıktan sonra Sefa’nın daha önceleri gözüne kestirdiği hattın altına yürüdük. Rotaya girişimizin saat 14.00’ü bulması ve hattın beklediğimizden zor olması üzerine karanlığa kalmamak için ilk ipin sonunda ulaştığımız istasyonu bırakıp serbest olarak yan geçip indik ve rotayı ertesi güne bıraktık. Özbay Kulesi’nin kuzey yüzündeki hattı ertesi gün kaldığımız yerden tamamlayarak bir çeşit bivak yapmış sayılabiliriz. İki gün boyunca rota üzerinde bir kaç yerde bizi kayadan sökecek gibi olan rüzgar ise yukarı vardığımızda ayağa kalkmamıza bile izin vermedi. Bu kadar güçlü rüzgarla ilk defa karşılaşıyordum. Kampı toplayıp dönerken de peşimizi bırakmadı. Birkaç defa silkeleyen rüzgar bir seferinde beni sırtımdaki çantayla yere bile vurdu. Biz de rotanın adına, güçlü rüzgara ithafen “Esmiyor” dedik.
Bu faaliyette miks tırmanış hakkında çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim, tabi tırmanışın her türünde benimle bildiklerini paylaşan Sefa’nın bunda payı çok büyük.
Rotanın detayları ise şöyle;
Rota Künyesi
Rotanın ismi: “Esmiyor”
Bölgesi: Keşiştepe
Rota uzunluğu (mt.): 75 m
Toplam ip boyu: 2 ip boyu
Stil (Geleneksel/Alpin Spor/Kar-Buz): Mix
Genel zorluk derecesi: M5
İlk Çıkış mı: Evet
Çıkış Tarihi: 04.02.2018
Ekip: Sefa Börtücen - Erkut Morkoç
Tırmanış süresi: 3,5 saat
Kullanılan teknik malzemeler: İki Adet Yarım ip. Tam set YYKM*, Tam set Stopper, Muhtelif Sikkeler, Endless ve perlonlar, Teknik Kazmalar, kramponlar, Kişisel Emniyet ve Koruyucu Ekipmanlar
Hava Durumu: Kapalı, Rüzgarlı
Kamp alanı: Maden Bölgesi Kampı
1. İp Boyu (Sefa, 55m, M4+)
Özbay Kulesi Kuzey yüzünde ‘Sert Ol’ rotasını daha aşağısından yukarıdaki baca hedeflenerek rota başlıyor. Ufak bir set geçildikten sonra sürekli zorluk içeren hamlelerle devam ediyor. Hattın ortalarında görece zor bir kısa sağa geçişin ardından yukarıda küçük bacamsı yapıya bağlanıyor. Yan geçiş zayıf emniyetli ve ayak açısından oldukça sınırlı. Sonrasında yukarıdaki sete bağlanılıyor. Rüzgarlı hava nedeniyle biraz yükselip kuytu bir yere istasyon kurduk.
2. İp Boyu (Sefa, 20m, M5)
İstasyondan hafif alçalarak soldaki bacaya giriliyor. Giriş oldukça zor. İki ufak bacadan görece kolay olan sağdakini tercih ettik. Yine ayakların oldukça zayıf olduğu 2-3 hamlelik bir etap bulunuyor. Girişe göre kalan kısım bir nebze daha rahat. Biz yukarıdaki sete varmadan istasyon kurduk(Rüzgar sebebiyle). İstasyona varınca serbest şekilde yukarı çıktık. Zorlayan serbest çıkış değil ama rüzgar oldu. Uzun beklemelerle rüzgarın izin verdiği kadarıyla ilerleyerek rotayı zirvede sonlandırdık.
Bu keyifli ve sağlam tırmanışlı faaliyet için Sefa’ ya teşekkürler.
Tırmanışla kalın…
Erkut Morkoç
Erkutmorkoc[at]gmail.com
Tırmanışın videosu: