Eiger_Banner.jpg

“Elmaslar İçinde”
Sıyırmalık Vadisi /Aladağlar

Giovanni Quirici anısına…

Bir tırmanıcıyı, hayatını kayalara, bu uğura adamış birini tanımaya –anmaya en yakın şeyin rotasını tırmanmak olduğunu düşünüyorum. Onun hayat çizgisinin bir kısmı sizin hayatınızın bir rotası olabiliyor. Aynı an-zaman olmasa da aynı yerde kendi hislerinizle ,o insanın ve kendinizin çizgisinde durabiliyorsunuz.

Giovanni Quirici 2011 yazında Eiger Kuzey duvarının "Le Chant Du Cygne“ rotasında talihsiz bir kaza geçirip hayatını kaybetmiş. Hayatının kısa bir döneminde Aladağlar, Adana ve Geyikbayırı’ndan geçip bize miraslar bırakmış, dünya çapında eşsiz bir tırmanıcıydı. Özellikle İsviçre’de yaptığı bazı işleri gördükten sonra (1 gün içinde ilk serbest çıkışını yaptığı 330 metrelik 8b+ derecelik Gastlosen’da bulunan Yeah Man rotasının altında 45dk. Saygı duruşunda rotaya baktık..) Türkiye’ye bıraktığı rotalarla ve örnek kişiliği ile yıllarca saygı duyduğumuz tırmanıcılardan dinlediğimiz hikayeler ile kendisini az da olsa tanıyabilmek amacıyla; 2004 yılında Francesco Pellanda ve Mümin Karabaş ile açıp ilk çıkışını yaptığı “Elmaslar İçinde” rotasını seçmek bizim için çok net olmuştu.

Geçtiğimiz Eylül ayının ilk haftasında duvar için en uygun sezon olduğunu düşünüp, İzmir’den Alpine Industry ve Muammer Yalçın’ ın büyük yardımlarıyla Evren (Kirazlı) ile yola çıktık…

Demirkazık Köyü yol ayrımında Salim Abi ile buluşup ( traktörden kurtulup kendine küçük bir jip almış..:) direkt Emli Vadisi ‘ne geçtik. Salim abi Akşam Pınarında hiç su olmadığını üstüne basa basa belirtince, 20’şer litre sularımızla Koca Dölek’e geldik. İlk 1-2 gün dağ havası almak için adaptasyon yürüyüşleri ve vadide tek olmanın o inanılmaz güzelliğinde Pink Floyd’la geçti…

Rotaya ulaşım hakkında hiçbir bilgi edinemediğimizden , rotayı denemeden bir gün önce girişini bulmak, eşya taşımak, rotaya yakından bakmak amacıyla yola çıktık. Sanırım rotanın en büyük zorluklarından biri yaklaşımı. Duvarı çok rahat-net bir şekilde görebiliyorsunuz ancak altında çürük ve geçit vermeyen yüksek bir kaya bandı var. Uzun yürüyüşler ve hissiyatla keşfettiğimiz çürük ve yüksek kaya etabını geçip rotanın altına varabildik. Eşyalarımızı bırakıp, ilk ip boyunda bir süre bolt aradık ve bulamayıp geri döndük.

Rotanın altına gelmek için geçmeniz gereken kaya etabı yaklaşık 60-70 metrelik 4 derecelik bir etaptı. Bulabildiğimiz en kolay çıkış burasıydı. (Çizimde ufak tefek sapmalar olabilir ama umarım işinize yarar.)

Çadıra dönüp heyecanlı, düşünceli ve minik bir tilki saldırısı nedeniyle kötü uyku ile sabah 05.00‘ te ayaktayız. ( Bu saatte tuvalet için bile kalkmam ama işte... tırmanış aşkı?)

Saat 06.00 da çadırdan çıkışla Evren tam 07.30 da rotanın ilk ip boyuna başladı.

1.ip boyu VII-, 55 metre, 4bolt + istasyon:

Rotanın en ve neredeyse tek çürük ip boyu, hattı bulmakta biraz zorlandık ancak dikkatli bakınca ilk boltu 20. metre civarlarında görebiliyorsunuz. Takoz, friend ve perlon gerektiriyor.

İkinci ip boyuna dik bir çarşaktan biraz yürüyüş ile ulaşılıyor. İniş sırasında biraz tehlike arz ediyor.

2.ip boyu VI+, 50 metre, 4 bolt + istasyon :

Güzel bir ip boyu , sağlam kaya

3.ip boyu VI+, 55 metre, 1bolt+ istasyon :

İstasyonun hemen 2 metre üstündeki boltu görünce “İyi, ne güzel! Burada varsa yukarıda da vardır” dedim ama yokmuş! Psikolojik emniyet için atabileceğiniz birçok friend ile inanılmaz güzel bir ip boyu , güzel büyüklü küçüklü su kanalları var, çok keyifli bir tırmanış imkanı veriyor. Sadece friend taşımanız yeterli, takozluk hiçbir çatlak göremedik…

4.ip boyu VII-,35metre, 4bolt + istasyon:

Artık takozları çantaya atıyoruz. Önceki ip boylarında da takoz değil %90 friend kullandık.

Güzel bir ip boyu, kaliteli kaya

5.ip boyu IX ,30 metre ,9 bolt +istasyon:

Büyük bir heyecanla girdim, hiç tutamak gözükmeyen dik bir yüzey... Başlangıçta bolt araları açık bu yüzden ben 2 adet friend kullandım. İnanılmaz teknik bir ip boyu , 200 metre yukarda tam bir spor rota, çok kaliteli kaya .. çok küçük tutuşlar ve basışlarla homojen giden bir tarzı var. Çok iyi gitmeme rağmen istasyona 2 metre kala artık o kadar küçük tutamağı üst üste kaldıramayıp düştüm. İşin tek güzel tarafı yıllardır merak ettiğim “eğer serbest tırmanmak istediğim bir alpin spor rotada düşersem tekrar ip boyunun başından girebilecek halim/kafam olur mu ?” sorumu cevaplamaktı. 4. ip boyunun istasyonuna geri indim. Askı istasyonda dinlenmeye çalışmak çok garip bir his.Spor tırmanış gibi aşağıda gezineyim, biraz su içeyim, biraz bişeyler yiyeyim, insanlara sataşayım gibi bir durum yok. Bomboş bir dağ, 2 kişi kucak kucağa oturuyor, dinlenmeye çalışıyoruz. “Ya bir daha düşersem “ düşüncesiyle 20 dk kadar dinlenebildim ve sonraki denememde serbest-temiz tırmanabildim.

6.ip boyu VIII- ,45 metre,8 bolt +istasyon:

IX ‘u geçmenin mutluluğuyla devam ediyorum ancak daha önce yaşamadığım bir yük omuzlarımda: “ya burada düşersem? Bu ip boyunu da tekrar tırmanmak istemiyorum, keşke Evren girseydi.” Evren de aşağıdan aynısını söylemiş “keşke ben girseydim, adam çürüyor” . İp boyları çok uzun ve homojen . Yanımızda toplam 3 litre su var ve azar azar içtiğimizden dolayı vücut yeterli ihtiyacını karşılayamıyor. Artık yorgunuz ve zorlanıyoruz…

7.ip boyu VIII, 40 metre,8bolt+ istasyon:

Bu ip boyu biraz çürük. Hayatımı sorguladığım bir ip boyu, havanın bir kapatıp bir açması, bir anda çok sıcak ve bir anda çok soğuk olması, yorgunluk ,susuzluk, geçtiğimiz metreler ve zorluklar yüzünden hayatımda daha önce yaşamadığım kramplar girdi. Gerçekten traji-komik bir durumdu. Acı içinde kıvrandığımı gören Evren ‘in bir ara “çok zorlama istersen, bir şey olacak. Otur, dinlen” dediğini duydum . Çok yavaş, acı içinde ,esnetmeye çalışarak devam ettim. Ve son ip boyuda bitti.

Saat tam 17.30 ‘da bitkin bir halde zirvedeyiz. Yıldırımlar karşımızda. Zor bir tırmanışın keyfini çıkarıp aşağı inerken “ kaza çıkmasın!” diyerek toparlanmak için bir 30 dakika oturup takılıyoruz. Güzel bir manzara var; Kaldı Çanağı, Güvercinlik Kuleleri, Parmakkaya, Sıyırmalık…

Aslında iniş için de çıkış kadar heyecanlıyız çünkü imkanlar ve olanaklar gereği rotayı 80 metre tek iple tırmandık. İp boyları 50-55 metre, bir yolunu buluruz,hallederiz dedik. 3.ip boyuna gelene kadar her şey yolundaydı ki bu ip boyunun sadece girişinde 1 bolt vardı ve hatırladığım kadarıyla sikkelik veya takozluk yer yoktu. Evren ‘i ben indirdim ip yetsin diye . İnerken her yere baktı ve sadece bir öbek çalı buldu! Yapacak bir şey yok. Ben ipi çift kat yapıp çalıya indim ve çalıdan da bir sorun çıkmadan istasyona inebildim. Umarım yolunuz o çalıya düşmez.Rotada bıraktığımız tek malzeme çalıdaki perlondur. Diğer ip boyları uzun olmasına rağmen biraz serbest iniş, biraz da setli yapılar sayesinde kurtardık. 60 metre çift iple yada 100 metre tam iple tırmanmanızı öneririm.

Not: Tüm istasyonlar çift boltla oluşturulmuş ve rotadaki tüm boltlar 8 mm. (Ve)? Dereceler birazcık sert, daha doğrusu normal spor rota dereceleri gibi diyebilirim, “dağda çok daha yumuşaktır canım” demeyin. Bolt sayılarını inerken yazdığımız için her ip boyunda en fazla 1 boltu gözden kaçırmış olma ihtimalimiz vardır.

Saat 20.00’de kamp alanına sağ salim döndük. Hızlıca toparlanıp Salim abi ile buluşup Ordos Dağ Evi’ nin o sıcak kucağına kavuştuk. Aşırı yorgunluk ve rotadaki hava değişimlerinden hastalığı kapıp birkaç gün Ordos Nevzat Öntaş Dağevinde yattıktan sonra faaliyetimizi umduğumuzdan biraz kısa keserek İzmir’e döndük….

Yazıyı Evren’in çok güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum: Elmaslar İçinde yat “Giovanni Quirici” !

Herkese iyi tırmanışlar. Görüşmek üzere…
Zorbey Aktuyun

Giovanni Quirici hakkında ayrıntılı bilgiler için:

http://www.planetmountain.com/english/News/shownews1.lasso?l=2&keyid=38476

http://www.mammut.ch/athletes_alpine_giovanni_quirici.html

Türkiye’den geçen turlarının internet sitesi: http://www.spedizione2004.com