Marmolada_Banner.jpg

 

Valle del Sarca, yani Sarca Vadisi, Kuzey İtalya'da, Garda gölünün kuzeyinden Dolomitlerin kalbine doğru uzanan dev bir vadi sistemi. Yaklaşık 30 km. uzunluğundaki bu vadiyi diğer vadilerden farkli ve ayrı kılan ise, bir buzul vadisi oluşumu olması sebebiyle sahip olduğu dev duvarları!

Yükseklikleri 100 ile 1000 metre arasında değişen 33 farklı duvar (sektör) ve bu duvarlar üzerinde çok farklı tarzlarda 1000’i aşkın rota mevcut. Tamamen geleneksel yöntemlerle çıkılmış tarihsel rotalardan, 1000 metreden uzun yapay tırmanış rotalarına, boltlu çok ip boylu rotalardan, via ferrata rotalarına kadar her telden ve her keyfe uygun bir seçenek var. Tüm bu rotaların ortak özelliği ise Kuzey İtalya'nın gözde tırmanış merkezi Arco’ya ortalama 20 dakika araç sürüş mesafesinde olmaları ve yaklaşım yürüyüşlerinin 10 dakika ile bir kaç saat arasında olması.  Sırf bu son saydığım özelliği bile Sarca Vadisini inanılmaz cazip bir tırmanış alanı haline getiriyor. Özellikle Avrupa’daki yüksek dağlara (Alpler, Dolomitler vs) göre çok daha sıcak ve stabil olan havası ise yıl boyu çok güzel tırmanış olanakları veriyor. Ancak yaz sıcaklarında rota seçiminde dikkatli olunmalı.

Sarca Vadisi'nin başladığı yer Garda Gölü. Aslında göl bu vadi yapısının içinde, bir nevi vadinin başlangıç kısmı su ile dolu da diyebiliriz. Bu noktada gölün hemen başlangıcında, Riva del Garda ve Torbole kasabaları var. Garda Gölü birçok su sporuna da imkan sağladığı için bu iki kasabada birçok doğa sporcusunun uğrak yeri. Özellikle rüzgar sörfü, kite surf (aşırı kalabalıktan son senelerde yasaklandı), yelkenli gibi sporlar için çok cazip bir yer.

Gölden bir miktar uzaklaşıp vadi boyunca devam ettiğinizde de Arco Kasabası sizi karşılıyor.

Kasaba ilk girişte tipik, şirin bir Akdeniz kasabası gibi görünse de merkezine doğru ilerledikçe çok farklı bir yapısı olduğunu anlıyorsunuz. Çalışanlarını bizzat doğa sporcularının oluşturduğu spor mağazaları, şirin cafeler sizi karşılıyor. Sokaklarda, cafelerde yakınlardaki rotalardan henüz inmiş, emniyet kemerleri üzerinde kahvelerini içen yemeklerini yiyen tırmanıcıları da görünce bir tırmanış merkezinde olduğunuzu anlamanız uzun sürmüyor. Arco’da kasaba meydanında gördüğünüz her üç kişiden birisi tırmanıcı demek yanlış olmaz.

Arco, özellikle 70’lerin sonunda ve 80’lerin başında İtalya’da sportif tırmanışın merkezi olmuş bir kasaba.  Halen de sportif tırmanış açısından belki de İtalya’daki en gözde yerlerin başında geliyor. Kasaba 1987’den bu yana gerçekleştirilen meşhur tırmanış yarışması Rock Masters’a da ev sahipliği yapıyor. 1987 senesinde ilk olarak gerçek kayada düzenlenmeye başlayan yarışma, günümüzde yapay tırmanış duvarında düzenlenmekte. Kasaba çevresinde sayısız sektöre yayılmış iki bini aşkın spor rota var.

Bölge sadece tırmanış için değil aynı zamanda dağ bisikleti için de bir cennet. Farklı zorluklarda birçok parkur bulunmakta.  Trafik bisikletlilere son derece saygılı aktığı için, asfalt yollarda da antrenman yapan bol bol yol bisikletçisi görmek mümkün.

Rota Seçenekleri:

Sarca Vadisi, Diego Filippi’nin hazırladığı, bölgenin en geniş kapsamlı rehber kitabı olan “Arco Walls” isimli rehber kitapta 10 ayrı duvar sisteminde anlatılmış durumda. Bunlar; Piccolo Dain, Monte Casale, Pian dela Paia, Placche Zebrate, Monte Zebrata, Monte Brento, Cima alle Coste, Coste dell’Anglone, Mandrea, Monte Colt – San Paolo, Monte Colodri.  Bunlardan özellikle Monte Brento ve Monte Casale uzun duvar tırmanmayı seven her alpinistin iştahını kabartacak 800 m ila 1400 m arasında değişen rotalar sunuyor. Eğer bölgenin kayasına, tırmanış stiline alışmak isterseniz, amacınız antrenman yapmaksa veya zamanınız darsa Pian dela Paia veya Mandrea’da görece daha kısa (100-300m) ama çok kaliteli tırmanış imkanı sunan rotalar bulmanız mümkün.

Ulaşım:

Arco’ya güneyden ulaşacaksanız Trento yönündeki otobandan “Roverato Sud” tabelasından çıkın ve “Lago di Garda ve “Arco” tabelalarını takip edin. Eğer kuzeyden geliyorsanız otobandan “Trento Centro” çıkışından çıkın ve “Lago di Garda” tabelalarını takip edin. Trento şehrinden Arco’ya 30 dakikada ulaşmak mümkün

Ekipman:

Her çok ip boylu rota için mutlaka iyi seçilmiş bir takoz, yaylı takoz (friend) ve acil durumda kullanmak üzere sikke bulundurmanız tavsiye edilir. Seçtiğiniz rotada yapay (aid) bölümler var ise etriye bulundurmanız yapay etaplarda sizi rahat ettirecektir. Her rota için genel olarak 60 m çift ip almak gerekir! Tek ip seçeneğini spor tırmanış bölgelerine ayırmanız tavsiye olunur.

Hava Durumu:

Arco’da bulunan kampinglerde her gün 3 günlük hava raporları ilan panolarına asılır. Hava yaz mevsiminde genelde stabildir ancak Temmuz - Ağustos aylarında sizi ıslatıp geçecek sağanak yaz yağmurlarına da hazırlıklı olmak gerekir. Yerel mercilerden hava durumunu öğrenebileceğiniz http://www.provincia.tn.it/  sitesi aktif servis sağlamakta.

Konaklama:

Özellikle Arco’nun bir doğa sporları merkezi haline gelmesinden sonra ücretsiz kamp yapılabilecek alanların bulunmadığını söyleyebiliriz. Şansınızı denemek isterseniz kolluk kuvvetleri ile tatsız olaylar yaşamanız kuvvetle muhtemel. Biz genellikle Campeggio Arco ve Zoo Camping’i kullandık. Bu arada merak edenler için söyleyelim Zoo Camping’de ördekten başka bir hayvan bulunmuyor efendim! Kampinglerde ortak mutfak, duş ve havuz bulunuyor. Yemek yapmaya üşenirseniz  “görece” uygun fiyatlı pizzalardan ve yemeklerden tadabilirsiniz.

Rota Değerlendirmeleri ve Teknik Zorluk:

Bölgenin rehber kitaplarını edindiğinizde oldukça farklı bir değerlendirme ve teknik zorluk derecelerinin olduğunu göreceksiniz.  Rotaların yıldızla belirtilen bir Tavsiye Edilebilirlik derecesinin bulunması oldukça ilginç. Değerlendirmelerin subjektif olduğunun ve alpin bakış açısıyla yapıldığını belirtmek gerekir. 

Tavsiye Edilebilirlik Derecesi

      ★

Tavsiye edilmez.

     ★★

Oldukça iyi, başka seçenek yoksa düşünülebilir.

    ★★★

İyi, tekrar tırmanmaya değecek rotalar.

  ★★★★

Etkileyici, şiddetle tavsiye olunan rotalar

 ★★★★★ 

Mükemmel, vadinin sunduğu en iyi rotalardan. Kaçırılmayacak rotalar!

Teknik zorluk için Fransız skalasından UIAA skalasının kullanılması Türk tırmanıcılar için bir kolaylık. Ancak rotaların dereceleri, aramızda “eski ekol” (old school) olarak verilen dereceler gibi verilmiş. Bir referans olarak Ballıkayalar’da ilk açılan rotaların dereceleri verilebilir (güncellenmeden önceki dereceler!). Hatta bu dereceleri aşabilir. Şapka sandığınız şey fil yutmuş boa [1] yılanı olabilir. Dolayısıyla tırmanıdığınız en üst limitinizdeki sportif kaya tırmanışı derecenize güvenerek o zorlukta herhangi bir çok ip boylu rota seçerseniz savaş ya da kaç refleksiniz tetiklenebilir! En azından kalp kırıklığı yaşayabilirsiniz. Özellikle görece eskiden açılmış rotaların (1990 öncesi) teknik zorluk derecelerinin oldukça sert olduğunu akılda tutmakta fayda var. Rota üzerinde bırakılmış gerek geleneksel emniyet malzemelerinin, gerekse az sayıdaki boltların araları oldukça açıktır, biraz cesur olmayı gerektirebilir. Rehber kitapta belirtilen sabit geleneksel ara emniyetler ve istasyonlar artık yerinde bulunmayabilir veya iyi durumda olmayabilir. Bırakılan sabit geleneksel malzemeler modern dünyaya ait olmayabilir (inşaat demiri, kesilmiş profil, el yapımı sikke, tahta takoz vb gibi). Bölge Akdeniz ikliminin etkisinde olduğu için bazı geniş çatlaklar veya kilit tutmaklar zaman içinde bitkilerce örtülmüş olabilir. Dolayısıyla bölgede tırmanacak tırmanıcıların gör-çık (on-sight) ve geleneksel tırmanış yetenekleri gelişmiş olmalıdır. Doğaçlama problem çözme yeteneklerinize ihtiyaç duyabilirsiniz. Ancak işin keyifli kısmı da bu değil mi?

Güvenlik için ise farklı bir değerlendirme sistemi var.. Genel olarak 1’den 6’ya kadar  “S” (Safety) ve “R” (Risk) güvenlik dereceleri bulunmakta. Bu derecelendirmeye göre, 6 değerinde bir zorluğu olan (R veya S) rotalarda herhangi bir düşüş ölümle sonuçlanabilir.  Tamamen geleneksel malzemelerin bulunduğu rotalarda “R” simgesi kullanılırken, boltlu rotalarda güvenlik derecesi için “S” simgesi kullanılmakta. Karma rotalar için ise RS güvenlik dereceleri bir arada kullanılmakta.

Güvenlik Dereceleri

(Tamamen geleneksel malzeme içeren rotalar için)

R1

Ara emniyet atmak kolaydır, her zaman sağlam, güvenli ve çok miktarda emniyet imkanı mevcuttur. Potansiyel düşüş: Bir kaç metre, tehlikesiz düşüşler.

R2

Genel olarak ara emniyet atmak kolay, her zaman sağlam ve az sayıda güvenli emniyet noktaları. Potansiyel düşüş: Bir kaç metre, tehlikesiz düşüşler.

R3

Ara emniyet atmak zor, her zaman sağlam ve güvenli emniyetler yok, ara emniyetlerin arası açık. Uzun zorlu pasajlar var. Potansiyel düşüş: 7-8 metre, muhtemel yaralanma.

R4

Ara emniyet atmak zor, az sayıda ve araları olukça açık. Emniyet noktalarının sadece kısa düşüşleri kaldırmaları mümkün. Uzun zorlu pasajlar var. Potansiyel düşüş: 15 metrelik düşüşler ve ana/ara emniyeti sökme ihtimali var. Yaralanma ihtimali yüksek.

R5

Ara emniyet atmak zor, az sayıda ve araları olukça açık. Emniyet noktalarının sadece kısa düşüşleri kaldırmaları mümkün. Uzun zorlu pasajlar var. Potansiyel düşüş: Uzun bir düşüş tüm emniyet malzemelerini sökerek yerde sonlanabilir. Ciddi yaralanma ile sonuçlanabilir.

R6

Basit ve kısa pasajlar dışında emniyet noktası oluşturmak mümkün değil.  Herhangi bir düşüş ölümle sonuçlanabilir.


 
 

Güvenlik Dereceleri

(Boltu rotalar için)

S1

Normal emniyet sistemleri. Boltlar arası ortalama mesafe 3-4 metre. Potansiyel düşüş mesafesi: Tehlikesiz, bir kaç metre

S2

Boltlar arası mesafe açık ve yer yer iki bolt arası zor pasajlar. Potansiyel düşüş mesafesi: Tehlikesiz, maksimum 10 metre

S3

Boltlar arası mesafe açık, her zaman iki bolt arasında zor pasajlar. Bolt aralıkları 5 metreyi aşabilir. Uzun düşüşler yaşanabilir ancak çok tehlikeli değil.

S4

Boltlar arası mesafe oldukça uzun (7 metreden fazla), zor pasajlar. Bir düşüş yaralanmaya sebep olabilir.

S5

Boltlar arası mesafe  10 metreden daha fazla, zor pasajlar ve muhtemel bir düşüş kesinlikle yaralanma ile sonuçlanabilir (sete veya doğrudan zemine çarpma)

S6

Çatlaklar hariç kısmen boltlu, boltlar arasında 20 m den fazla mesafe. Herhangi bir düşüş ölümcül olabilir.


Tüm bu güvenlik derecelendirmeleri ve teknik zorluk derecelendirmelerinin ötesinde bölgede bir de rotanın tamamına alpin bir derece verilebiliyor. Ancak yine bu derece de Türkiye’de alışageldiğimiz Fransız derecelendirme sistemi ( D, TD, ED gibi...) yerine Romen Rakamları ile I den VII ye kadar Amerikan duvar derecelendirme sistemi [2] kullanılıyor.

Genel Zorluk

I

Bir kaç saat süren, araç yollarına yakın, rahat ortamda, yaklaşımı ve inişi kolay olan kısa rota. İniş son derece kolay.

II

200m’den uzun, yaklaşımı ve inişi kolay, rahat ortamda bulunan çok ip boylu rota. Rotanın inişi kolay.

III

300 metreden uzun, tüm günü alabilecek, zor ortamda bulunan uzun rota. Uzun bir yaklaşım gerektirir ve geri tırmanış oldukça yavaştır.

IV

Vadi tabanınından ciddi uzaklıkta, uzun kaya duvarı üzerinde, 500m’den daha uzun, tüm günü alabilecek uzunlukta rota. İniş aynı rotadan olmadığı için karmaşık olabilir.

V

Rota üzerinde bivaklamayı gerektiren çok uzun rota. Zor ortam ve zor iniş.

VI

Tamamen izole yüksek alpin ortamda bulunan, birden fazla gün bivaklamayı gerektiren, inişi zor olan rota

VII

VI derecenin tüm zorluklarını içeren, Himalaya’daki uzun duvarlara benzer tarzda ekspedisyon gerektirebilecek rota.

 

Teknik zorluk, güvenlik derecesi ve genel zorluk parametrelerini birleştirdiğinizde aslında rota ile ilgili hemen hemen her değişken öğreniliyor. Böylece rehber kitapta seçtiğiniz rotanın bilgilerini şu şekilde göreceksiniz:

DIEDRO MAESTRI ★★★★★

Maestri, C. Baldessari, 1957

400m. (12 P)

VI+, A0/R3/III

 

Acil Durumlar:

İtalya içinde bulunan tüm dağlarda ciddi bir kaza, yaralanma veya herhangi bir acil durumda “dağ arama kurtarma” (Pronto soccorso) birimlerine haber vermek üzere 118’i arayabilirsiniz. 

Bölgeyi ve rota sistematiğini genel olarak tanıtan bu kadar girizgahtan sonra 2018 yazında Aykut Türem ile birlikte Sarca vadisinde tırmanma şansı bulduğumuz 3 adet keyifli rotadan bahsetmek istiyorum. Asıl amacımız daha kuzeyde, uzun duvarlar tırmanmak olmasına rağmen geçiş yağmuru tanımını aşan şiddetli yağmurlar sebebiyle güneye kaçmak zorunda kalmıştık. Niyetimiz İstanbul’dan gelişimizin ertesi gününde yağmura yakalanmadan meşhur Sella Kulelerinde ısınmak için kısa bir çok ip boylu geleneksel bir rota çıkmaktı.

Secondo Torre’deki (ikinci kule) Demetz isimli Rotaya girdik ancak ikinci ip boyundaki slabe gelir gelmez yağmur başlayınca hayal kırıklığı ile geri inmiştik. Biz de Passo di Sella’daki  etkileyici Sassolungo [3] manzarasına baka baka güneye doğru hareket ettik.

Hiçbir şey, tırmanış iştahı kabarmış ama tırmanamamış bir alpinistin huzursuzluğu kadar rahatsız edici olamaz! Hemen Diego Filippi’nin Arco Walls isimli hacimli rehber kitabından uzun bir rota seçmeye davrandık. Kuzey ne kadar yağışlı ise Arco ve çevresi de o derece nemli ve sıcaktı. O yüzden mümkün olduğunca erken kalkıp bol su (6 lt!) alarak Diedro Martini isimli 16 ip boyundan oluşan rotaya girmeye karar verdik. 

Diedro Martini ★★★★★

 A. Martini, M. Tranquillini, M. Protoni, 1972

500m (16 P) 

V+, VI+ / R3 / III

Rota, Cima Alle Coste’ nin Parete Centrale (Merkez duvar) olarak adlandırılan bölgesinde bulunmaktadır. Yüzeyi kabaca yatay olarak iki büyük parçaya bölünen ve bu parçaların iç bükey bir yüzey oluşturduğu duvar olarak tarif edebiliriz.

Alçakta bulunan 250 metrelik ilk kısım (lo Scudo) slab bir yüzey. Buradaki hamleler daha çok denge hamleleri. İkinci kısım 200 m uzunluğunda daha parçalı bir yapıda ve yer yer negatif yapıda. Balkonlar, çatlaklar, güzel traversler ile çok estetik bir tırmanış imkanı sunuyor.  Yüzdeki her rota hemen hemen bu karakteristikte; slab ve denge hamleleri ile başlayan yükseldikçe balkonlar ve çatlaklar ile devam eden hatlar…

Rotaya ulaşım son derece rahattır. Lago Battoli’ye çıkan stabilize orman yolundan devam edilerek bariyeri geçmeden önce park edin. Yakındaki benzin istasyonuna da tırmanıcı olduğunuzu söyleyerek izin almanız ve aracınızı park etmeniz mümkün. Stabilize yolun firkete şeklini aldığı ikinci sert virajda bulunan patikaya girilir. Patika sert bir yükselişten sonra sağa görece daha yumuşak bir eğimle kaya duvarının dibine kadar sizi getirecektir. Aracınızdan yaklaşık 30-40 dakika sonra rota dibinde olacaksınız. Rotanın girişini bulmak da oldukça kolay. Duvarın en sağına doğru yürüdüğünüzde dev bir pozitif dihedral sizi karşılayacak. Rotaya giriş bu noktadan ve 5 ip boyunca yukarıdaki otlu sete kadar bu dihedrali tırmanacaksınız. Bu kısımda çatlaklardan takoz, friend ile emniyet almak mümkün.

Yer yer bırakılmış sikkeler ve belirgin istasyonlar kaybolma riskini çok azaltıyor. Otlu sete geldiğinizde büyük bir yüzey tekrar sizi karşılıyor. Bu III derecelik etapları geçerek aşağıdan net görünen balkonların altına doğru ilerleyin. Bu balkonların izdüşümünde bulunan dihedralden balkonları hedefleyerek tekrar tırmanmaya başlayın. Yükseldikçe rotadaki boşluk ve zorluk artıyor. Bununla beraber en keyifli bölümün üstteki kısımlar olduğunu söyleyebilirim.

Özellikle uzun dihedral kısmında Aykut’un jest yaparak lider sırasını bana vermesi benim için çok büyük keyif oldu. Yer yer gerildiğiniz, son ara emniyetten epeyce açıldığınız boşluklu ve estetik ip boyları… Aykut yaptığı jest üzerine beni motive etmeyi de unutmadı: 

Aykut: Bu balkonu geçince rahatlayacak sanıyorsun değil mi ?

Eren: Eveeeeet! Buradan istasyona bağlanacağım.

Aykut: Ne istasyonu oğlum? Bir balkon daha geçeceksin hahaha! 

Eren: Ne ?!?

Tırmanıcılar bu şekilde birbirini hep motive etmelidirler! 

Dihedral sonrasındaki çok estetik ip boyları ve harika traversler mevcut. Hele ki son traversten aldığım keyif zaten bünyemde bulunan travers ve balkon fetişini iyice tetikledi! 

 

Son V+ lık dihedralden sonra rotanın bitimindeki geniş bir düzlüğe ulaşınca güney yönünde bir süre yürüdükten sonra orman sınırının belirten tabelayı gördüğünüzde 600 m kadar güney batı yönünde ilerleyin. Buradan sola dönerek belirgin tabelalarla işaretlenmiş 425 no’lu patikayı takip ederek Dro kasabasına inin. Buradan 2 saatlik  yürüyüş ile park yerine ulaşılabilir. Havanın sıcak olacağını bildiğimiz için 6 litre (!) su aldık ve ağırlıktan dolayı biraz hızımız düştü. Bu yüzden tırmanış süremizi 8 saat verebiliriz (Yaklaşım ve iniş hariç). İnişi bitirip gün boyu güneşte bekleyen araca geri döndüğümüzde aracın içinde neredeyse 40 dereceye ulaşmış olan suların hepsi saniyeler içinde tükendi. Doğduğum şehir sebebiyle Akdeniz ikliminin sıcağına alışkın olduğumu düşünürdüm hep, ama bu derece sıcak bana bile fazlaydı! Öncelikle güzel bir duş, soğuk içecekler ve yemek için kendimizi Arco’nun merkezine 3-4 km uzaklıktaki Zoo Camping’e attık.

Plastro Gabrielli ★★★★★

A. Stenghel, G. Vaccari 1972

250m (5 P) 

V+, VI+ VII derecelik bir pasaj / R3 / II

Kampın konforunda bile kötü hava peşimizi bırakmamıştı. Kısa ama yoğun yaz yağmurlarının gelip geçtiği bir günde sıkılarak kampingdeki ördeklere bakarken “Ördek mi seyredip duracağız burada ya? Islanacaksak rotada ıslanalım diyerek yakın ve kısa bir rota seçtik: Plastro Gabrielli. 

Plastro Gabrielli Mandrea yüzünde Parete Centrale olarak isimlendirilen yüz üzerinde son derece klasik ve popüler bir rota. Rota, bu yüz üzerindeki dışa doğru burun yapmış negatif bir köşede bulunuyor. Ulaşım için Arco merkezinden Laghel yönüne tabelaları takip edilir. Yolun stabilize yol haline geldiği yerde, küçük bir kilisenin (rehber kitaplarda kilise olarak geçiyor ancak göreceğiniz şey bir bina değil, sembolik bir yapı) bulunduğu kavşaktan yukarıya dik olarak yükselen patika kullanılıyor. Yürüyüşün kısalığı son derece yüz güldürücü: sadece 20 dakika sürüyor. İlk ip boyu biraz yosunlu ve çürük de olsa ikinci ip boyundan itibaren yüzün sonuna kadar giden direkt hat üzerinde buluyorsunuz kendinizi. Kireç taşı son derece sağlam ancak biraz mumsu. Bu özellikleri ile kendi sahamız olan Ballıkalayar’a çok benziyor. Geniş çatlaklar emniyet için güzel ara emniyet seçenekleri veriyor ancak her zaman bu rahatlığa sahip değilsiniz.

Özellikle kayanın kırmızı renk aldığı bazı pasajlarda oldukça açık ara emniyetlerle tırmanmak zorundasınız.  Daha önce ara emniyet niyetine bırakılan inşaat demiri, profil ve tahta takozlardan emniyet almak mümkün. 0.75, 1, 1.5 numaralı camleri bol bol kullanabiliyorsunuz. Rota üzerindeki hamleler genel olarak son derece estetik ve atletik. Gerçekten tırmandığınızı hissediyorsunuz. Özellikle rotanın 4. ve 5. ip boyundaki dihedralleri tırmanıp bitirdikten sonra geri inip tekrar tırmanmak istiyorsunuz!

Tüm vücudu çalıştıran ve farklı bir çok hamleyi barındıran bir tırmanış stili mevcut. Tüm bu eğlenceli tırmanışın içindeyken bir şeyi fark ediyoruz. Aykut “Bizim araba beyazdı ama ön kısmında büyük bir siyahlık görünüyor. Kapı açık kalmış galiba diyor” Evet, doğruydu! Ben rotaya gitmenin heyecanı ile sağ ön kapıyı ardına kadar açık bırakıp patikaya koşma şaşkınlığını yapmıştım. Ara ara tırmanırken arkama dönüp arabaya bakış atıyorum, yerinde mi acaba diye. Aracın başına bir şey gelse, aynı ipe bağlı yerden 200 m yukarıda bulunan iki tırmanıcı olarak yapabileceğimiz tek şey çaresizce izlemek olabilirdi. Son ip boyuna geldiğimizde hava da sözünü tutmuştu. Neredeyse son istasyon klibini yapar yapmaz gök gürültüsü ve sağanak yağmur başladı.

Havanın, rotayı tırmandığımıza izin verdiğine mi sevinelim, yoksa daha inişe geçemeden iliklerimize kadar ıslattığına mı üzülelim bilemedik! Hız kazanmak için ağırlık farkını gözeterek aynı anda iniş yaparak rotayı geri indik. Araca ulaştığımızda yeni bir sürpriz bizi bekliyordu. Sonuna kadar açık kapıdan giren yağmur Aykut’ un yeni aldığı ve gözü gibi koruduğu rehber kitabı ıslatmıştı. Aykut’ un elinde ıslanmış kitapla, bir bana bir kitaba bakarkenki yüz ifadesini hala hatırlıyorum! Bir sonraki gün dinlenmek ve ıslanmamak üzere tekrar kampın yolunu tutuyoruz.

 

Diedro Maestri ★★★★★

C. Maestri, C. Baldessari 1957

400m (12 SP) 

VI+, A0 / R3 / III

 

Dinlenme gününde yağmur geçişleri yerini güneşli ve sıcak bir havaya bırakıyor. Biz de mükellef bir dinlenme günü kahvaltısından sonra çevredeki rotaları keşfetmeye karar veriyoruz. Rehber kitabın sayfaları bizi kötü ünlü Cesare Maestri’ nin [4] 1959’daki Patagonya seferinden önce açtığı Piccolo Dain grubundaki Diedro Maestri isimli rotasına götürdü. Piccolo Dain Garda Gölü’nden başlayan Paganella grubunun en kuzeyindeki zirvedir. Bu zirve 4 ayrı yüze bölünmüş durumda: Güneydoğu yüzü, Buttress, Parete Del Limaro ve Parete Della Centrale. Diedro Maestri de büyük bir açık kitap izlenimi uyandıran Parete Del Limoro üzerindeki tabandan başlayan ve kesintisiz olarak zirveye kadar ulaşan göz alıcı dev bir dihedralden oluşan bir rota.

Rotanın bulunduğu yüzdeki bu dihedrali gördüğünüzde orada rota olmaması imkansız diye düşünüyorsunuz ki 1957’den beri var. Rotaya ulaşım yine bir Sarca Vadisi klasiği olarak son derece kolay. Arco’dan Sarche’ye ulaştıktan sonra Madonna di Campiglio yönüne doğru sola dönün ve bir kaç metre sonra Bocciodromo ve Ferrata Rino Pisetta tabelalarından sağa dönün. Tekrar sola dönerek birkaç yüz metre sonra aracınızı köprünün karşısındaki benzin istasyonuna park edebilirsiniz. Park alanının tam karşısındaki köprüyü geçerek dere yatağındaki patikaya ulaşın ve devasa çaplı çelik kablolara ulaşın. Biz bu kabloların üzerinden yürüyerek dereden karşıya geçtik ki bu bile başlı başına bir gündoğumu eğlencesiydi!

Karşıya geçtiğiniz noktadan 50 metre kadar hafif sağa doğru yürüyünce rotanın girişine ulaşacaksınız.

C. Maestri 1970 yılında, Patagonya’daki yıkıcı öfkesinden önce 1957 yılında bu rotayı açması, sık sık başvurduğu yapay (aid) yöntemlerle 4 gün sürmüş. Tabandan rota sonuna kadar hiç yatmayan bu dev duvarda istasyonda bol bol askıda kalıyorsunuz. Rota üzerinde ne ararsanız var: sürekli bir dihedral yapısı, keskin köşeli uzun çatlaklar, bacalar, yer yer balkon geçişi, İtalyanların deyimiyle “placca” (slabler)

Geçmişte hafızanızda biriktirdiğiniz engramları tek tek çıkarıp uygun çözüm için kullanacağınız bir rota. Rotadaki ara emiyetler “ortaya karışık”. Mümkün olan her şey kullanılmış kum saatleri, ağaçlar, sikkeler, tahta takozlar… Bazı ip boylarında yer yer boltlar da mevcut ancak 1-2 taneyi geçmiyor. A0’lık 4 adet kısa pasaj eski ekole (old school) doğru sizi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Rota öğle saatlerine kadar gölgede, bu sebeple biz 6’da rota girişinde olacak şekilde hazırlandık. Toplam tırmanış süresi 6-7 saat arasında verilebilir.

Bu eski rota, şimdiye kadar çıktığım çok ip boylu rotalar arasında aklımda kalan en heyecan verici rota oldu diyebilirim. İniş, duvarı tamamen bitirdikten sonra hafifçe yukarı ve sağa doğru yürüyerek Piccolo Dain’ in zirve patikasına ulaşarak yapılıyor. Buradan ferrata tabelalarını takip ederek belirgin ve işaretlenmiş patikadan 45 dk da yürüyerek tekrar park yerine ulaşabilirsiniz.


Sarca Vadisi! bölgeye giden her tırmanıcının kendini dev bir kaya tırmanışı cennetinde hissettiği bir bölge. Zamanınıza, havanın durumuna ve tırmanmak istediğiniz stile karar vererek unutulmaz bir tırmanış deneyimi yaşayabilir ve bazı kült isimlerin rotalarını tekrarlayarak onların evrenine yolculuk yapabilirsiniz.  Bu özellikleri ile bir çok tırmanıcının iştahını kabartacağından ve ilk seyahatinizden sonra tekrar oraya gitmek isteyeceğinden eminim. Belki de gelecek tırmanış planlarınıza bu bölgeyi eklersiniz. Kim bilir? 

Not: Sarca Vadisi'nin detaylı bilgileri, rota seçimleri ve bölgedeki liderliği için sevgili Aykut Türem' e teşekkürler. 

[1] Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry

[2] Amerikan duvar derecelendirme sisteminde zorluktan ziyade tırmanış süresinin uzunluğu kullanılmakta. Ancak zorluk ve süre genellikle doğru orantılı denilebilir.

[3] Saslonch, Sassolungo veya Langkofel (uzun zirve/uzun taş) Dolomitlerin Güney Tirol bölgesinde bulunan Langkofel grubunun en yüksek zirvesi.

[4] Cesare Maestri:  2 Ekim 1929 Trento doğumlu  İtalyan dağcı. 1970 yılında Cerro Torre Güneydoğu sırtında dağcılık tarihinin en tartışmalı Via del Compressore” rotasını benzinli bir kompresör ve 350 adet bolt kullanarak açan ekibin lideridir.  Açıldığı dönemdeki tartışmalar oldukça sert geçmiş ve Reinhold Messner  “Murder of the Impossible” isimli öfkeli makalesini yayımlamaya varan bir sürece evrilmişti. Rota 2011 yılında Hayden Kennedy (21) ve Jason Kruk (24) ikilisi tarafından 13 saatte serbest stilde tırmanıldı. İkili, tırmanışta sadece 5 adet bolt kullandı ve bunlardan hiçbiri C. Maestri’ nin çaktığı boltlar değillerdi.  Kennedy ve Kruk inişi aynı rotadan yaparak Maestri’ nin 125 boltunu duvardan söktüler. Kennedy ve Kruk’ un bu eylemi de bazı tartışmalara yol açsa da tırmanış camiasının geneli ve özellikle duayenleri tarafından kabul görmüştür.


İletişim: erengorenoglu [@] gmail nokta com