Yayina basladigimiz ilk günden bu yana tirmanis.org olarak, özellikle ülkemizden yenilik teşkil eden, gelecek nesiller icin vizyon olusturabilecek bilgi, tecrübe ve tırmanışlara yer vermeye çalıştık. Dunya tırmanış guncelini ise, bizler icin önem arz ettigi ölçüde bir yerinden yakalamaya çabaladık. tirmanis.org da yayınlanan herhangi bir içerikte, metinlerin, görsellerin ya da herhangi bir alıntının yayınlanmasında, referenslara ve kredilere yer verilmesi adına akademik bir titizlik göstermeye çabaladık. Dünya genelinden farklı bir gelişme yoluna sahip olan ülkemiz dağcılık camiasinin görece temiz etik değerlere sahip olmasi ve etik değerlerin aşınmasını kabullenmeyecek tırmanıcılardan oluşan topluluklara sahip olmamız da bu titizlikte bize yol gösterici olmuştur. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye' de yayınlanan ve kaya tırmanışını da kısmen kapsayan İngilizce bir kitabın "emek veren hak sahibidir" temel ilkesiyle bağdaşmayan bir biçimde bilgi kullanması, etik kaygılar taşıyan tüm tırmanıcıların vicdanını rahatsız etmiştir. Bu nedenle Türkiye' de kaya tırmanışının önemli iki ismi olan Doğan Palut ve Öztürk Kayıkçı'nın ortak kaleme aldıkları açık mektubu sitemizde yayınlıyoruz. Bu vesile ile en yüce değer olarak tanımladığımız emeğin herhangi bir biçimde izinsiz kullanılmasına karşı her zaman tavır alacağımızın da altını önemle çizmek isteriz.
tirmanis.org ailesi.
Kitabın en dikkat çeken yanı, açılmış ve yıllardır tırmanılan birçok bölgede ve yeni hiçbir bölgede, Züleyha Geels’in rota yapıcı olarak yer almaması(Kitabın arkasında bu listelenmiş).
Çok önemli sayılabilecek bir diğer ayrıntı ise Sakarya/Geyve, İzmir/Kaynaklar, Adana/Anavarza ve Erzincan/Kemaliye’nin rehber kitapları yayımlanmış olmasına rağmen, Geyve, Anavarza ve Kemaliye rotalarının tamamı, Kaynaklar’ın önemli bir bölümü bu kitapta yeniden, aynen yayımlanmış.
Kitabın bir diğer özelliği ise Türkiye’de çıkmış diğer rehber kitaplardan farklı bir şemayla, rotaların, bölgelerin tarihçesinin olmaması, rotaları açan kişilerin isminin rota künyelerinde yazılmamış olması.
Bu alanda yayımladığımız tüm rehber kitaplarda, tırmanış için dünyada kabul gören etik/ahlak kurallarını kitabın ilk bölümlerinde yayımladık(2002-2012). Bunlar tırmanış ve rota açmakla ilgili genel kabul görmüş genel maddeleri içeriyor ve Türkiye’de on yıl öncesinden bugüne biliniyor. Örneğin, bir rota açmak istediğimizde yerel rota açıcılarla, tırmanıcılarla irtibata geçmek gerekliliği gibi... Bu böyleyken, yayımlanmış rehber kitapların(Tümü, bölgeleri oluşturan rota yapıcıların eseri olarak yayımlandı) bilgilerinin kopyalanıp, değişik isimle yeni bir rehber kitap oluşturmak neyin nesi? Bu konu, rehber kitap çıkarmak, şüphesiz istismar ve sömürüye açıktır. Hazırlanmış, bilgisi oluşturulmuş bölgelerin/rotaların kopyalanması, yaklaşım bilgilerinin, lojistik ihtiyaçların karşılanabileceği bilgilerin derlenip yayımlanması bunun için yeterlidir. Bu tip çalışmalara karşı önlem ise, en azından, kitaplarımızda ayrı bir bölümde geçen, yayımlanmış bu eserlerin haksızca kopyalanıp çoğaltılmasına karşı yazılanlardır. Bu, “Telif hakları kanunu/Copyright” olarak adlandırılan konudur. Yani, yazılıp basılmış bilgilerin çoğaltılması ancak izinledir. Bunun yanında, yazmaya, söylemeye gerek var mı? Bin bir türlü emek ve yaşam riskiyle açılmış bölge ve onca rota, tüm bu sürece emek vermiş, sorumluluk almış kişinin izni, onayı olmaksızın, kısmen de olsa yayımlanmamalıdır.
Bu kitap bunu yaptı! Öztürk, Züleyha’yla yaptığı konuşmalarla, açtığı bölge ve rotalar için “Tırmanış Atlası” kapsamı için kısmen alıntı izni verdi. “Tırmanış Atlası”, açılan bu bölgeleri en iyi tırmanış sezonundan ulaşıma, sağlık hizmetlerinden konaklamaya ve rota karakterleri gibi yararlanılacak bilgilerden bahsedecek, birkaç popüler sektörü ya da rotayı anlatacaktı. Fakat ortaya böylesi bir kitaptan ziyade, adeta bir Türkiye rehberi çıkmış. Tırmanış Atlas’ına bir örnek: Greece & The Middle East Rock Climbing Atlas, Rock Unlimited, 2006, kitabıdır. Gene bu kapsamdaki kitaplara bakıldığında, dünyanın değişik bölgelerindeki tırmanış alanlarının tek tek araştırılarak tarihçeden, emek verenlerden, yayınlanmış rehber kitaplardan bahsedildiği görülecektir. Söz konusu bu kitapta itiraz konusu olan bölgelerin(Anavarza, Karakayalar, Kaynaklar, Kemaliye, Geyve, Faralya gibi) basılmış rehber kitaplarının bu kitapta yer almamasını da art niyetlilik olarak değerlendiriyoruz. Bize bahsedilen kitap tarzından hiçbir eser kalmamış, çıkardığımız kitaplar kopyalanmıştır. Hâlihazırda ben, Doğan olarak, kapsamı ne olursa olsun, açtığım hiçbir bölge ya da rotanın onun hazırlayacağı bir rehberde yer almasını, sözlü ve yazılı olarak, onaylamadım ya da izin vermedim.
Bu kitapta yer alan Sakarya/Geyve, İzmir/Kaynaklar, Adana/Anavarza, Erzincan/Kemaliye’de ki 290 rotanın 131’i tarafımdan açılmıştır. Bu bölgelerde ki çalışmalarım 1998-2012 yılları arasında tam on dört yıl sürmüş ve hala da sürmektedir. Bahsi geçen bölgelerden Anavarza, Kaynaklar, Kemaliye, o illerin ve bulundukları bölgelerin ilk tırmanış bahçeleri olmuştur; Adana, İzmir, Erzincan/ Güney Doğu Anadolu, Ege, ve Doğu Anadolu. Sakarya/Geyve tırmanış bölgesinin ise ilk rotalarının açılmasına ve bölgenin gelişmesine, Murat Kandi ile beraber önayak olan kişiyim. Üstte de bahsedildiği üzere bu bölgelerin rehber kitapları yayımlandı; Anavarza, Faralya, Kaynaklar, Dalyan: Türkiye Kaya Tırmanış Rehberi, D. Palut/Ö. Kayıkçı, Onbir artı kitapları, 2003. Geyve, Kaynaklar(Ballıkayalar, Gölpazarı, Pelitözü ve Narlıdere ile beraber): Batı Türkiye Kaya Tırmanış Rehberi, D. Palut, Mart 2012. Kemaliye: Erzincan Kemaliye Kaya Tırmanış Rehberi, D. Palut, 2009)
Öztürk, gene söz konusu kitapta yer alan Muğla/Faralya ve Eskişehir/Karakayalar tırmanış bölgesinin açılmasına önayak olmuş bu bölgelerde yıllar süren çalışmalar yapmıştır. Bir bölgenin oluşturulması ve geliştirilmesinin zorlukları, eziyetleri genel olarak bilinmektedir.
Züleyha Geels’in bize, belki de bu bölgeleri ya da rotaları desteklemiş tüm insanlara yaptığı, haksızlık ve açık bir sömürüdür.
Şayet, karşılıksız tırmanılan ve daima tırmanılacak bu bölgelerin hakkından söz edeceksek, öncelikli olarak bu hak, bölgeleri ve rotaları açan kişilere aittir. Bu hak gasp edilemez. Bu konu, binlerce senelik antik yolların kitap haline getirilmesinden farklıdır. Böylesi bir davranış, yaşam biçimi olarak o bölgeleri, tırmanışı var etmiş biz bir avuç insan için yıkıcı etkidedir. Türkiye on yıllardır açılan birçok bölgenin, binlerce rotanın söz konusu olmadığı bir ülkedir.
Açılan bölgeler, rotalar bizim eserimizdir. Bu, motivasyon kırıcı ve yıkım doludur. Bu tip bir haksızlık, bir rota açıcı için bölge ve rota açmamak, açılan rotaların/bölgelerin rehber bilgilerini yayımlamamak sonucuna; yayımlanmış rotaların bilgilerinin kopyalanmasıyla da yozlaşmaya kapı açmaktadır. Bu şüphesiz tırmanışı olumsuz etkileyecek, herkesin ihtiyaç duyacağı güveni ortadan kaldıracaktır. Kim bir eseri çalınsın diye ortaya koyar?
Gönüllü yapılan rota açma uğraşı, bu tip davranışlarla, adeta piyasa/orman kanunlarına teslim olacaktır. Bu bölgelerde tırmanan, rota açan dostlarımızı, ayrıca tüm tırmanış dostlarını bu haksızlığa karşı sessiz kalmamaya davet ediyoruz.
Doğan Palut/Öztürk Kayıkçı